Gündem

 

 
Hüseyin Cevahir Mücadelemizde Yaşıyor!- Haklıyız Kazanacağız!
 

01 Haziran 2024

 

"Ve Cevahir’imi Kalbime Gömüp Dönerim Hücreme…”

 

“Maltepe’de çarpışır iki yiğit adalı…” Evet, çarpışıyor Adalılar devrim, sosyalizm, halkların kurtuluşu için… Ülke topraklarına kök salmış uzlaşmacılığı, reformizmi ellerinin tersiyle bir yana iterek… Marksizm-Leninizm’in ülke topraklarında kök salması için… Halklara ve davaya inançla, hiçbir tereddüde kapılmadan, bir yandan öğrenirken, bir yandan da onu yaşamlarında uyguluyorlardı. “Bizde önderler masa başında değil mücadele alanlarında, kavganın içinde olur." diyenlerdi onlar.

 

Kavgamızın önderleriydiler. Ülke topraklarına silahlı mücadele geleneği tohumunu canlarıyla ekenlerdi. 12 Mart faşizminin, “Balyoz Harekatı” adı altında halklarımıza karşı başlattığı katliam, yok etme günleriydi o günler.

 

Silahlı mücadeleye karşı herkesin ağız birliği etmişçesine saldırdığı günlerdi.

 

1972 Haziranıydı… Maltepe’de Mahir’di, Cevahir’di faşizmin kuşatmasında. Reformizmin silahlı mücadele karşıtı propagandaları, ihtilalci bir geleneğin ülke topraklarında kök salmasını, Türkiye devriminin geleceğini, yol ve yöntemlerini belirleyen çizgisini ve tarihi çıkışını gölgeleyemedi. Düşman karşısında direnmenin ve çatışmanın korkusuzluğu, dalga dalga yayılarak ’71 silahlı kalkışmasının manifestosunda temel rol oynadı. Düşman karşısında yoldaşlığın, sahiplenmenin erdemi gelecek kuşaklar için yol gösterici oldu.

 

"Maltepe’nin göbeğini derin bir sessizlik kaplar.

 

Dalga, dalga yayılır, Adalıların erkek sesi, etrafa.

 

O anda iki adalının gözünde her şey silinir,

 

Karanlığın militanları küçülür…

 

Sanki biraz önce atılanlar tomson kurşunu değil, parmak cücelerinin minik okları.

 

O an ne binlerce güvenlik kuvveti, ne polis, ne zırhlı tugay, ne tomson, ne mitralyöz.

 

Her şey önemsiz, küçük ve etkisizdir. İki adalı için.

 

Adalıların korosu karanlık cücelerinde bir panik yaratır.

 

Yüzlerinde, ezikliğin, şaşkınlığın biraz da utancı izleri okunur.

 

Sanki ilahi bir kuvvet onların ellerini, kollarını bağlamıştır. Ta ki iki adalının marşı bitene kadar.

 

Adalılar sol yumrukları havada, pencerenin önünde boy hedefi oldukları halde ateş edemezler.

 

Garip bir andır bu an.

 

Bu an karanlık cücelerinin, insanlığa dönüş anıdır.

 

Cüceler konuşmazlar bile bu an.

 

Büyülenmişlerdir iki adalının havaya kalkan sol yumrukları ile.

 

Ve kaybolup gitmişlerdir iki kişilik koronun nameleri arasında.

 

Koro susar, büyü bozulur, görevlerini hatırlar cüceler,

 

Eller tetiklere tarrr…

 

Ve Cevahir’imi kalbime gömüp dönerim hain hücreme." (Mahir ÇAYAN)

 

Mahir, Maltepe direnişini anlattığı şiirinde, devrimci irade, inanç ve kararlılık karşısında düşmanın yüreğine yerleşen korkuyu anlatırken, yoldaşlığın sıcak ve yalın gerçeğine de vurgu yapar. Devrimci mücadele bilinç, kararlılık ve duygu işidir. Biz onlardan öğrendik yoldaşlığı, inancı, kararlılığı… Düşman karşısında nasıl davranılması gerektiğini, birbirimizi sahiplenmeyi, duygularımızla bilincimizi bütünleştirmeyi… Onların bıraktığı bu miras işkence tezgâhlarında, zindanlarda, düşmanla göğüs göğüse bütün çatışmalarda bize yol gösterici oldu, oluyor.

 

Onlar kavgamızın önderleri, gerçek devrim önderlerinin nasıl olması gerektiğinin öğreticisi, mimarlarıydılar. Onlara layık olmak, onları yaşatmak, mücadele etmekten geçer. Bu tarih bizlerin, bu miras bizlerin. Bu mirasa layık olmak, geliştirmek ve yaşatmak da bizlerin görevi sorumluluğudur.

 
 

Hüseyin Cevahir Mücdalemizde Yaşıyor!

 

Mahir, Hüseyin, Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş!

 

Niyazi, Bedri, Sinan Savaşa Devam!